biraz erken gelsem

biraz erken gelsem
içerken bulacaktım seni
bunca ilacı
sarılırken en içten duygularınla
tek tek sayarken
sevgi sayacıdır gözyaşları
ve her bir draje
hayata katlanamama
sayındır


belki buluşuruz sonra senle
bırakmalıyım artık
şehrin en tenha yerinde
bir depoda kelepçelenmiş
sefil bir fare gibi kıvranmayı

elimde rengarenk çiçekler
ve koca bir bulvar
önümden geçenlere dikkatle bakarken
acaba hangisidir bekleyen
hangi herif
arşınlayan
şehrin bütün kaldırımlarını

bir umut
bir umut
diye uçup gidiyor
ömrümün senden kalanı

biraz erken gelsen
duyabilirdin siren seslerini
patlayan bombaları
iri bir dilim kars kaşarı
ve şarap
hafif buruk bir sesle şöyle diyebilirdim sana
"dünkü saldırıda
yıkıldı dairemin
yarısı"

bugün sana gelesim var
bir düş satıcısı olsa ruhumun yarısı
diğer yarısı terzi olsa
yamasa
yarım yamalak onarsa duygularımı

gerisini kime sorsan
aynı cevap

kasaptan
bütün hayvanlar
ölü çıkar
ve insan sürtünürken paçalara
yalarken aşkın bütün ayakkabılarını
kimi zaman 

çatıda öfkeli

 unutkan bir kedi gibi durmalı