ziyadesiyle

her şey bir pencereyi açmakla başlar

dualar
övgüler
aşklar

gelirse dengine
her şey güzeldir

rüzgar
salıncak
ve savrulan saçlar

güzeldir her şey

her şey güzeldir
siyah beyaz bir filmdeki kadar kusursuz

kadının elinde bıçak
kapının arkasında
korkuyla bekler

öldürse
film bitecek

ne o uçurum kalacak
ne o korkunç şato

bizimse terli ellerimizde
heyecandan buruşmuş biletler

her şey bir pencereyi açmakla başlar

bir insana inanmakla başlar
bir şehrin yıkılışı
boğazdan geçerken umursamaz gemiler
televizyonda insanlar öldürülürken
üst komşun bahçedeki erikleri toplar
senden gizli

surlarımızda kapatılmaz devasa gedikler
bir erik ağacının yağmalanmasıyla başlar her şey

affetme küstahlığını kim gösterebilir senden başka
şimdi bir kahve yapsam
ardından yağmur yağsa
bir an donup kalan üst komşun
suçüstü yakalanmış gibi kımıltısız
bir deney faresi kadar dehşete düşmüş
nefes almadan pencerene bakarken
sana

kollarını kavuşturmuş
yaslıyorsun kafanı

uzayıp duruyor boyuna
çocukluğunun o saf bakışı

ne güller
ne ortancalar

küçük bir not yazıp
bırakabilir misin
bu an'ı
yarına

kimse kalmayacak senden başka

kimse anımsamayacak erikleri
fark etmeyecek
ağacından toplandığında