bilirsin

bilirsin işte

seninle biz

sevişsek mesela

bir şeyler olsa sofrada

çay

simit

peynir

yanında ince uzun biber mesela

kalksak oramızdan buramızdan

tam kıvamında

derin bir oh çekerek sabahın ayazında

atilla gibi yol alsak dört nala içimizdeki sonsuz bozkırda

bilirsin işte

ben hurileri sevmem onların küçük memelerini mesela

seninki gibi holstein hükmünde olmalı

birileri huzursuzlanıp seslerimizden

özellikle üst komşun

böyle kapıyı vurmamalı

bence terbiyesizlik yarı zemin odamızın küçük camına

edep yahu diyerek

tık tık vuruşu mesela

bilirsin işte

ben sergileri müzeleri sevmem

her şey kahkaha tufanında kaybolmalı

canım istediğinde sana sarılmalıyım

öpmeliyim

rahatsız olanlar ayrı bir kompartmana alınmalı

neden küçük kalplerimiz her aşkta sevgide mesela

çok şeyler yaşadım ben

öylesine şeyler ki

ısrar etme

anlatmak istemiyorum

ısrarın hoş değil

lütfen

gibi şeyler bir tablonun heykelin konusu olmamalı

altı üstü sağı solu binlerce sevinç

balıkçı pazarındaki hamsiler gibi donuk gözlerle bakacağına

yakalanmaktan gururlu

ağdaki bir balık gibi kuyruğunu sallamalı kadınlar

bugün bir şey oldum dememeli

bir şey dememeli

ne olacak bu halimiz dememeli

teşekkürler etmeli insan fırtınaya

hangi son yazılırsa yazılsın alnımıza

yüzümüzde zoraki bir gülümseme bile olsa

sizinki yazmıyor galiba

benimkini kullanın

diyebilmeli elindeki kalemi uzatıp

hafif iğneleyici

allaha

günü gelince

tutup kollarından

o en sevdiğimiz halimizi

ayaklarını sürüye sürüye

başlayabilir insan

kendi kaderini yeni baştan yazmaya

kareli a4 

silinmekten yıpranmış 

aklına yalnızca memelerini çizmenin geldiği

o tek

o biricik

yaprağa