bir de


gökte ay belirsizdi
ve ben kimi öpsem
o
o olacaktı
unutkanlık
her işi tek başına yapamam ya
parmaklarımı şıklatmalıyım
bir de
corpus callosum gibi
sihrime sizi inandıracak latince birkaç kelime

kaç kez yazılsam
kaç kez kanat açsam
silinip
kazınsam
bilirsiniz işte
gökyüzünü başımıza yıkacak denli
çocukların sevinç çığlıkları
bir de

yaka kartına baktığınız
bir hipermarket çalışanıyım belki de
teknik şeyler sormanızı istemiyorum
canımı yakıyor böyle şeyler

ölmeye ramak kalmış 
ve her kuruşun hesabını yapan
kamburu çıkmış yaşlılar gibi
tutup iki ıslak mendili
hangisinde daha çok mendil var
hangini almalıyım
sizce

uzun
uzun
bakmayın giderken arkamdan
iyi aile terbiyesi almamışsınız gibi görünür
zoraki bir gülümseme gibi görünür
içiniz çürüyor
öyle yapınca
bir de


en çok neye ihtiyacın var biliyor musun
diye bir şeyler söylüyor karşımdaki kadın
annem olabilir
ya da sevgilim
belki de büfedeki kadındır
o tür kadınlar benden pek hoşlanmaz
ruh yiyen halleri vardır
kurumuş sesleri
sanki herkesin rüyasındaki çitleri aşarak
ya da tanrının bile uyuduğu bir öğle vaktinde
avlusunda tembel tembel tavukların eşindiği
dut ağacının gölgesinde uyuklayan biriyim
diyecek halleri

bilirsiniz işte
her şey bir isim benzerliğidir
herkes bir başkasını görür sizde
ya da  hiçbir şey göründüğü gibi değildir
eğer görünmek bir marifetse

Comments

Popular Posts