istihareye yatmak


bir damla gözyaşıyla kurtulabileceğimi sandığım
hiç düşünmeden
atladığım çocukluğumun
o bulanık nehirlerine
oradan
kıvrılarak bir sürüngen gibi
ustaca birkaç kuyruk darbesiyle
süzülüp
karşı yakadaki
derme çatma
bekçi kulübesine
büzülmüş bir karpuz kabuğu kadar buruşuk
rengini yitirmiş
gömülüyordun
içine
umursamadan
çoraplarımı giydim
oturduğum taşa
taştaki gölgeme
ayakkabımdaki çakılları döktüğüm toprağın
üstünde yürüyen
küskün çocuğun
selam vermeden
uzun
uzun
baktım
gidişine
küçük bir umut
bir yaşam belirtisi
telsizde okunan
bir aşk şiiri kadar insafsız
saygı duruşunda beklemeli mi
seni seviyorum
deyişine
kulağına yabancı gelmeyen bir sesle
karşılık vermeden
tekrarladım sorumu
         orada mısın hala
         yoksa
         o tehlikeli sularda
         sağ kalmak için
         kaskatı kesilmiş

duracak mısın
korkuyla

akan kanı izlemedim
ilgilenmedim
cesedinizle
ben
daha çok
ceketimin iç cebinde
bir silah aradım
oradan
bir başka çalılığın içine


Comments

Popular Posts