aslında ben seni görmeye geldim


birileri mi ölmüş
birileri mi taziyeye giderken
baklava börek götürecekmiş
her şey bir o kadar ayak altı
ve bir o kadar kalabalık

ne çok unutmaması gerek
geleneği var şu insanların
ne çok bilmişliği
hapşırsanız ya da
ölseniz bile sizi rahat bırakmayacak

aslında ben seni görmeye geldim
diyorum
kafamı allak bullak ediyor güzelliğin

beni rahat bırak lütfen
ama fazla da uzaklaşma

yarışmalar için günlerdir hazırlanıyorum
ter ve hız benim göbek adım
baş parmağımdaki eski acı nüksederken
ablanız diyorum
ablanız ne kadar güzel

bir sesi var ki
insanın
içine içine
işleyen

aslında ben seni görmeye geldim
diyorum
kafamı allak bullak ediyor güzelliğin

beni rahat bırak lütfen
ama fazla da uzaklaşma

telaşsız
ve kıpırtısız dökülürken
dem ve kaynar su
bardağa

parmaklarından
ellerine

ellerinden
koluna

dinden imandan çıkaracak bu beni
boynundaki çocukluktan kalma
bir izin
boynundan kulağının arkasına

aslında ben seni görmeye geldim
diyorum
kafamı allak bullak ediyor güzelliğin

beni rahat bırak lütfen
ama fazla da uzaklaşma

dedem anlatmştı
şehre panayır kurulmuş
her şey bambaşka bir tatta
her şey başka bir renkte
ve tam da o sırada
gecenin yaz esintisinin
caddelerde dolaştığı bir saatte
ay o kadar büyükmüş ki
yakılmamış sokak lambalarından
bir teki bile

evin gelini
o incecik dudağından sızıyormuş
çığlık

dona kalmış evren
kımıldamaya korkmuş düşen yaprak
şırıldamaz olmuş
avludaki musluğu bozuk çeşme

hava aydınlıkken
ve bir ay varken gökte
sarnıcı temizlemeye çıkmış
ve kaldırmış üstündeki
ağır taşları
ağır tahtaları
uzatmış ki elini

bir kemik
bir kemik daha
dehşetle tamamlamış
insanı oluşturan
yapbozu

yıllarca suyunu içtiği sarnıcın
tek seferde kusmuş
bütün varını yoğunu

polisler daha karakola götürmeden kocasını
ertesi sabah
koynuna aldığı adamın yok olması için
yakmış
giysisini
yatağını

almış iki çocuğunu
düşmüş yollara









Comments

Popular Posts