insan




buzulçağından kalma
bir bakışla
usulca baktım
gözümün ucuyla
sarhoş gemilerin
poyrazla sallandığı
bir istanbul akşamına


sinarit
trança
çipura

hiçbir hekimin deva bulamadığı
parmaklarımın titremesi geçti
diyor yusuf usta
bu fukara tekneyle
açıldığımda boğaza

bir tavşan falı kalmıştı
ne çıkacağını bilmiyordum
bahtıma
diyor halime abla
hem de
bu soğukta

döküntü bir tekne
bir tavşanın niyet kağıdı
savruluyor
rüzgarda



gözden uzak
bir tapınakta
hazırdım dünden
diz çökmeye
bir sözcükten
bir hırıltaya

ilk ve son kez
kalktım ayağa

çok zormuş insan olmak
anımsayacak kimse kalmadığında
seyretmediğin bir programın
donup kalmış baş parmağı kadar anlamsız
ve bir an oyunu bırakıp
yan gözle bakarken bir tiyatro oyuncusu gibi
boş koltuklara

oyuncu da sensin
diyor şükrü abi
seyirci de

hayatının oyununu oyna
ve sessizce izle

parmaklarımı şaklattığımda
sakın ayılmayı
unutma

Comments

Popular Posts