babil'in iki meleği

 


kim arayacak seni benden başka
güzel bir kış sabahı
uzanıp baştan sona
bir banka
kim katlayacak seni
çıkartacak iç cebinden
eskimiş bir ceketin
yırtık astarının
ipi hala parmaklarımda
yalnızlığımızdan kuşkulanıyorum
hani şu bir türlü içimize sinmeyen
eksikliklerin duygusuyla
bulutların üstündeyken
titrek sesli bir adamın..
babil'in iki meleği
en günahkârca
girerdi aramıza

upuzun ırmakları olan
unutulmuş bir şehrin
balıkları ve yaprakları
kımıltısız
duruyor benimle birlikte
bir otobüs durağında..
her neysem
oyum işte
ayağımın takılıp
düşerken elimdeki
kahve tepsisiyle,
balıklar ve yapraklar
kımıltısız
duruyor benimle birlikte
bir otobüs durağında,
biraz daha beklersem
unutacaklar beni
sonsuza dek
bu kehribarın
damlasında
marifet toz olmaksa
tabii ki toz olurum
yeter ki
bir rüzgar olsun
ve dalgalandırsın perdelerimi
sürüklesin
bir gazete kağıdını
bir naylon poşeti
ya da
unutulmuş o efsanevi şehirleri
saklamak için
bir toz
bir toz
üstüne

Comments

Popular Posts