iki yeryüzü

 

nereye gidiyoruz böyle

bu köhne sokaklarda

ışıkla yavaşlayıp

renklere bölünerek

tepetaklak bir möbius 

şeridinde


kirli  bir yağmur yağarken

kırık vitrin camlarında yansımalarımız

neden çöp tenekelerinde

eşeleniyoruz

kibirle



nereye gidiyorsun gerçekten

nereye gidiyor

bulutlar böyle


makineler

ve makinelere ruh veren

soluğumuz

ite kaka

bir dur!

bir nefes al!


silkeleyip duruyoruz bombalarla

şehirleri


mezarlarımızı kazıyoruz

lanetli tanrılarımızla

yeryüzüne böyle


hangi 

şehirlerde kaybolduk

hangi sokaklarda

söyle


iki yeryüzü

kayıyor

ayaklarımızın altından


birinde kafede oturmuş

sırılsıklam terlerken

bir aysberg geçiyor

şehrin dar sokaklarından

dürtüp gösteriyorsun dirseğinle

hayretle


ikinci yeryüzüne

çocukların kahkahalarıyla

birlikte

bombalar düşüyor

yağmur damlaları yerine



zırhlarımız

sığınaklarımız

yetmiyor

artık


en kırılmaz yerinden yaşamın

ne kadar kolay

kolayca parçalanmak 

öfkeyle




Comments

Popular Posts