yalnızca senin için çaldığım bu şarkı


basit bir emlakçıyım
bu enkaz şehirde
satılacak bir duvar bulsam
ya da yürümeyi becerebilsem
çukurlara düşmeden

vurmasam
kendimi sürekli
dibe

arabanın arkasında
kararsız bir çift
hangi eve baksa
hayranlık
düş kırıklığı
bakışmaları

en ucuzundan düşler
kentinde

bir aşçıyım
marine edilmiş
son balık
kuyruğunu sallıyor
zıplayıp duruyor
kafasına sağlamca vuruyorum
kepçeyle

son masa
son müşteri
kapının çalan zili
bela arayan tipler
nedense hep beni bulur
gecenin bu saatinde

gözünü ilk indiren kazanır
birkaç saniyelik
ağır sıklet yoklamaları

aferin
indir bakışlarını
şöyle


yalnızca
senin için çaldığım bu şarkı
bir transatlantiğin restoranında
her beyaz tuş aysberg
akordiyondan çıkan bu ses
sürüklüyor beni
senin olduğun her yere

ne çığlıkları müşterilerin
ne anonsları kaptanın

parmaklarımı şıklatıyorum
garsona

bir göz kırpıp
dinleyen birkaç
kişiye

bütün viskiler benden
ve buz koy
aysberg niyetine




Comments

Popular Posts