kimseye söyleme
bir ayçiçeği olabilirim bu vakitlerde
salınımlarına aldanabilirim yıldızların
ne olmamı istiyorsan onu söyle
son bir kez daha iste
yeter ki bir ses olsun
sonra dayanabilirim
bu yalnızlığa
çökebilirim büyük bir görkemle
gökyüzüne
biraz daha katlanabilirim bu müziğe
ardından karanlık suratlı bir adam
pelerini doru bir atın üstünde
şehri deniz basmış
ayakların çamurlu
sıçrıyorsun bir kafenin sandalyesinden
caddenin ortasından geçen
bir teknenin üstüne
kimse dikkat etmiyor eskisi gibi
giydiklerine
bir seferinde unutmuşlardı beni
bir benzinlikte
çok bekledim
bana benzeyen bir kadın
ağzında kelebek bir gözlük
arabanın camını indirip
1950'lerden kalma bir gülüşle
ne kadar çabuk geçiyor tanrım
şu birbirine yamuk yumuk eklenmiş günler
oysa takvim yapraklarında ne kadar düzenliler
kapının zilini uzun uzun çaldım
sırası gelir diye
cebimde sakladığım
tuzlu fındık fıstık
çok yedim
karnıma ağrılar girdi
bir kez daha beni bu kadar bekletme
mutluluk
bir dalganın insanı savurduğu andır
diyordum ki
parmaklarını dudaklarımın üstüne koyup
beni susturdun
" uzak tut mumları gölgelerimizden
bir daha kimse atmasın bizi başkalarının kafesine
görünmez prangalarla dolaşıyor insanlar şehrin sokaklarında
bu gece seni seviyorum
sakın kimseye söyleme"
Comments