yalnızlık II

bak selim abi
yalnızlık şekersiz çaya benzer
başka şeylere de benzer eminim
başka şeylere de

ama şimdilik yapraksız ağaca
yuvasız kuşa
ayhan abinin dayak yeyip de
üç gün aç susuz
yatağında yatmasına benzer

yalnızlık çok şeye benzer selim abim
mesela nereden gelmişse aklına
champ-ellysses'ede mis gibi kavrulmuş susamıyla
ankara simidinin kokusuna benzer

güzel abim, yalnızlık
saatlerin bir ömrü aşındırdığı
dört duvara benzer
gitmiş ve yıllar sonra gelmiş bir dostun
yüzünde yeller esen
hayat yorgunu
tesellisiz tebessümüne

ama bana soracak olursan
güzel abim
bana soracak olursan
yalnızlık
insanın kendisine benzer
parmaklarına
saçlarına
kıllarına
"işte ben buyum!" dediğin
anların dışına fırlatılıp
annesine
babasına
karşı komşuna
benzer
en çok
en çok insanın
başına sıçan güvercinleri
kovamayacak denli güçsüz
bir heykel gibi durduğu
şehrin beton parklarına

dedim ya güzel abim
yalnızlık her şeye benzer
şehrin göbeğindeki
bankta oturan
ölümü gelmiş
yaşlılara
her yarışta ayağı kırılan ata
boyacı tuncelili çocuğa
las vegas'ta bütün parasını kaybetmiş
sudanlı bir yatırımcıya
intihar bombacısı gibi duran
kerhanedeki sevgi'ye
post makinesinden geçmeyen
kredi kartına
seviştikten sonra
"bu da değil" dediğin kadınların
sabah uyandığında
"başını çevir" dediği
utanca

günah yazmazsa, sevinirim
yalnızlık
biraz da allah'a benzer güzel abim
biraz da allah'a.