uzun zamandır yok





uzun zamandır yok
ne uyku kokulu yorganın altında
ne boş gözlerle karıştırdığım
çay bardağın burgacında
incir kokulu gölgelere öykünen
bir çocuk oyununun ortasında
mızıkçılığın keskin sesi
bir an irkiltebilir zambağın
uysal boynundaki kelebeği
uzun zamandır yok
masaya vurduğum parmaklarımın tıkırtısına bakılırsa
ne dolabın üst çekmecesinde
ne yarım bıraktığım kitapların ayracında
bir ilkbahar yekinmesiyle
çıkıp gidiyorum
takvim yapraklarını
yırttığım bir anın
iki bin on
martın üçü
dikiliyor yorgun bir at heykeli gibi
baş ucumda
ve çok çabuk yorulan bakışlarıma inat
hicri, miladi ya da rumi bir sebeple
öfkeleniyorum
belleğimden seri halde geçenlere:
kimseye borcum yok
ne de eğilecek başım
hatalarımı özür dileyerek de
ucuzlatamazdım

Comments

Popular Posts